Kutunun Dışına Çıkmak: Görev Tanımları Kaderimiz Mi?

Safa Zengin
3 min readJan 15, 2024

--

İnsanoğlu, zihin yapısının gereği olarak tanımlı olanı anlama eğilimindedir. Bir şeyi anlayıp zihnimizde uygun yere yerleştirmeden düşünemeyiz. İş dünyasına, oradan insan kaynakları ve çalışanlara geldiğimizde ise bu belirlilik beklentisi kendini “görev tanımları” ile bize gösterir. Görev tanımları, ilgili pozisyon için “tanımlamanın” zihinsel konforunu verir. Hatta çoğu kez pozisyonun adı başlı başına görev tanımını ifade etmek durumundadır ki muhatapları tarafından ilk bakışta anlaşılabilsin.

Kurumsallaşma danışmanlıklarının kilometre taşı “görev tanımları”dır. Bir yönetim danışmanı ilk selam verdiğinde hemen görev tanımlarını ister. Daha önceden “düzgün tanımlanma” ihtimali çok düşük olan görev tanımları hem ciddi bir danışmanlık alanıdır hem de şirketi tanımanın önemli bir yolu. Başlangıç noktası kabul edilmesine dair eleştirilerimse saklıdır.

Photo by Nana Smirnova on Unsplash

Sayfa sayfa görev tanımları yazıyoruz ve sıkı sıkıya bağlı kalınmasını bekliyoruz. Fakat bir sonraki adım olan, yetkinliklerin önemini konuşmaya gelince görev tanımı anlayışına meydan okuyan; çeviklik/agility, çoklu görev/multitasking, açık görüşlülük/open-minded gibi yetkinlikleri baş köşeye koymadan edemiyoruz. Öte yandan, mesela söz konusu yetkinlikler için çalışanlara alan vermediysek, şirketin hedefleri ile beklenen yetkinlikleri uyumlaştırmadıysak, bütün çalışmalarımız boşa gidebilir.

2011 yılında genç bir girişimci olarak tanıştığım bugünkü şirketimde 2012’de profesyonel çalışan oldum. İnsan Kaynakları ve Pazarlama alanlarında karma bir kariyer hedeflediğim için en uygun pozisyon olarak gözüken Sosyal Medya Uzmanı olarak başladım. Şirketin yapısı formel bir şekilde oluşturulmamıştı, dolayısıyla geçişkenlik rahattı. Kurucuları sektörde eski olsa da kurum kültürüne bir start-up havası hakimdi. 8 yılı aşkın süredir şirket yönetimindeyim ve bana sorarsanız hala bir görev tanımım yok.

Çoğu kez görev tanımı unvanla bir şekilde eşittir. Unvanları önemsiz görmüyorum. Özellikle bir sonraki iş için belirleyici olduğu doğru. Bu, kabul görmüş iş kültürünün bir parçası. Mülakatlarda maaş pazarlığının yanında unvan pazarlığına da sıkça rastlıyoruz. Ben olsam görev tanımı pazarlığı yapar olabildiğince fazla inisiyatif koparmaya bakarım.

2016 senesinde şirketten ayrılmak isteyen bir arkadaşım yanıma geldi ve tabii ki yeni işini çoktan bulmuştu. Önemli bir markaya gitmek üzereydi. Geri bildirim vermek ister misin dedim. Görev tanımlarımızın olmadığından dolayısıyla kurumsal olmadığımızdan falan bahsetti. Son olarak da “kendimi geliştiremiyorum asıl mesele bu” dedi. Bende başvurduğu şirketin mülakatında hangi sorulara ne cevap verdiğini sordum. İştahla anlattı. Verdiği cevapların tamamı bizim şirketimizdeki deneyimleriydi ve çoklu görevlerdeki başarısının yeni işini almasında etkili olduğunu sonunda itiraf etmiş oldu. O gün girdiği önemli markadan birkaç yılın ardından ayrıldıktan sonra kariyeri daha da ileri gitmedi.

Hayatımız bir sermaye ve bu sermaye ile yatırım yapıyoruz. Nasıl ki, yatırımcının başucu kitabında “risk eşittir, kazanç” yazarsa iş hayatımız için de böyle. Risk almanın tanımı ise alışılmışın dışında çıkıp belirsizliğe cesaret etmektir. Risk demek illaki şirket kurmak değildir. Girişimcilik nasıl “kalkışmaksa” güçlü çalışanlar da pekâlâ kalkışabilir.

Askere gitmeden önce büyüklerim tavsiye olarak, “ne sorarlarsa bilmiyorum diye cevap ver” demişlerdi. Neden? Çünkü, üzerime iş kalırmış. “Kamu kafası” diye tanımlanan bu anlayış, özel sektörde hiç de az değil hatta yer yer kamuyu aratmıyor. Büyük kurumsal yapılarda çalışanlar bir süre sonra değil inisiyatif almak, ihtiyacı olan eğitimi bile insan kaynakları departmanının tedarik etmesini bekliyor. Aksi halde o eğitim bireysel olarak kolay kolay alınmıyor.

Yazının başlığına uygun şekilde bende kutunun dışına çıkmış oldum. Toparlıyorum.

Farklı alanlarda inisiyatif almak farkında dahi olmadığımız yetkinliklerimizi gün yüzüne çıkarabilir. Grafikerler metin yazabilir, metin yazanlar çok iyi tasarımlar için grafikerleri yönlendirebilir. Kod yazan birinde saklı müthiş bir ürün geliştirme potansiyeli olabilir. İş analistinden harika bir lider doğabilir. Çağrı merkezinde karşılama yapan birinden satışçı çıkabilir, tarih bölümü mezunu inanılmaz bir yatırım danışmanı olabilir.

Şirketin birinde temizlik görevlisi bir “ablanın” aniden gerektiği için herkes görevden kaçarken karşılama bankosu için gönüllü olduğunu ve kariyerini o günden sonra bankoda sürdürdüğünü görmüştüm. Şirket idari işlerde de sorumluluk vermeyi düşünüyordu.

Kendi şirketimizde de satış operasyonumuzu daha önce hiç satış yapmamış kişilerle yönetiyoruz. Herkes memnun gözüküyor. Sonucunu merak edenleri referanslar sayfamıza bekleriz.

Çoklu Görev Sınavı

Cevaplarınızın hepsi “evet” ise çoklu görevler için uygun birisiniz ve kutunun dışına çıkmak için acele etmelisiniz.

Bir projenin birden fazla yönünü eş zamanlı olarak yönetirken kendinizi rahat hissediyor musunuz?

  1. Daha önce, birden fazla görev arasında geçiş yaparken dikkatinizi kolaylıkla sürdürdüğünüzü fark ettiğiniz oldu mu?
  2. Birden fazla projeyi veya görevi takip ederken hassas ve etkili bir şekilde önceliklendirme yapabileceğinizi düşünüyor musunuz?
  3. Beklenmedik bir durum ya da ekstra bir görev yükü geldiğinde, mevcut görevlerinizden ödün vermeden bu yeni durumla başa çıkabileceğinize inanıyor musunuz?
  4. Yoğun ve baskılı çalışma ortamlarında, ilgili bilgileri düzenli bir şekilde toplamak ve her bir görev için gereken zamanı tahsis etmek konusunda kendinize güveniyor musunuz?
  5. Kendinizi sıklıkla başka pozisyonlarda hayal ediyor musunuz?
  6. Girişimci bir yönünüz olduğunu düşünüyor musunuz?

Herkese görevlerinde başarılar ve mutlu bir yıl diliyorum…

--

--

Safa Zengin

Bir HRTech şirketi olan HRPeak’te çalışıyorum. 2009 yılından bu yana çeşitli mecralarda yazıyorum. https://www.linkedin.com/in/safazengin/